11 Mart 2013 Pazartesi

Meditasyon ve Balkon


Sabah saatlerini çok seviyorum.Herkesin uyuduğu saatleri…Çocukken de  en sevdiğim şeydi , herkes uyurken kalkar ,salonumuza gider ,oymalı mobilyaların arkasında koltuklarla dolap arasında oturur ve bana ayrılmış gözdeki kitaplarımı çıkarır ,kasetlerimi dinler ve hayaller kurardım.Ortaokulu kolejde okumaya başlamıştım.Yaşım sanırım 12 idi. Hakkari’den Istanbul’a gelişimizin üzerinden 5 sene geçmişti.Bahçelievler’de , Soğanlı ve Basın Sitesi arasında bir sokağın en köşesinde, önü tamamen çimenlik olan bir apartmanın birinci katında yaşıyorduk. Üç odası olan küçük ama aydınlık bir evimiz vardı ve bir de büyük bir balkon. Balkonun tam karşısındaki evin arka oda penceresinden sadece sesini duyduğumuz bir kız vardı .Yüzünü hiç hatırlamıyorum ama mutsuz olduğunu hatırlıyorum.Babası eve geldiğinde hızlıca pencereyi kapatır ve içeri koşardı.
Balkonumuz benim en sevdiğim yaşam alanıydı. Ve biliyormusunuz hala bile balkon benim en sevdiğim yerdir. Bıraksanız tüm günümü balkonda geçirebilirim.Dışarda olmak ,gökyüzüne bakmak,düşünmek… ama evimin yanıbaşımda olduğunu bilmenin güveni ve huzurunu da hissetmek …Sanırım bu duyguyu bir de meditasyon yaparken yaşıyorum.
Yoğun bir meditasyon pratiğim var.Dönem dönem meditasyon yapmaya ara veririm ama sonra aynı disiplinle devam ederim.
Beni derslerimden bilirsiniz. Benim için enerjiler ,meridyenler ,hisler ,bedenin derin dokuları öyle gizemli ve heyecan vericidir ki ,bazen o coşkuyla kaybederim kendimi alemler arası gezer ama ayaklarımın yerde olmasına hep dikkat ederim.
Yaklaşık 4 senedir Paul Grilley ile çalışıyorum.Son iki sene Amerikada Tibetli Budist bir topluluğa ait bir merkezde muhteşem redwood ormanlarının ortasında bulunan Land Of Medicine Buddha da Paul Grilley ile eğitimlere katılıyorum.Bu çalışmaların bir kısmı çakralar ,meridyenler ,karma ve meditasyon üzerine ve benim meditasyonlarımda daha çok çakra meditasyonları ( buna dair daha sonra bir yazı yazacağım)
Neyse şimdi geri dönüyorum balkon ve meditasyona.
İşte benim için meditasyonda evimin balkonu gibi.Tüm konforumu bir kenara bırakıp sadece bir süre için zihnimden ve alışkanlıklarımdan uzaklaşıp, izlemek (düşünmek demiyorum) izlemek… Ne hissediyorum ,ortaya çıkan yoğun duygularımda hislerimde nasıl davranıyorum, onları değiştirmeye mi çalışıyorum ,bastırmaya mı çalışıyorum…yoksa onlarla kalabiliyor muyum.
Tüm bu araştırmaların yapılabilmesi için alışkanlıklarımızın ve konfor alanımızın dışına çıkılması ve belli bir mesafeden bakılması gerektiğini düşünüyorum. En azından bu benim deneyimim.
İnsanın kendini tanıma sürecinin belli bir özdisiplinden geçmesi gerekiyor. Yani yanıbaşındakı konforlu sıcak evden çıkıp, biraz soğuk, biraz rahatsız balkona geçmesi… İsteğidi zaman dönüp içeri girebileceğini bilerek .Ama işi bitene kadar o balkonda kalmayı gönülden tercih ederek..
İste benim meditasyon deneyimin böyle birşey…